Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
1) dalga 2) yayın (radyo, TV vs. yayını) | phêl |
1) damat 2) enişte 3) kayınbirader 4) bacanak | zama [e.] |
1) delikli, genellikle yuvarlak biçimli mutfak kabı, kevgir, süzgeç, filtre 2) uzun saplı yayvan ve delikli kepçe | kefgir [e.] [Far.] |
1) demir 2) bir erkek ismi | asın [e.] |
1) deniz, büyük nehir 2) bilgili kimse 3) bir şeyin bol olduğu yer 4) bir kız ismi | Derya [e.] [Far. → Orta Far. → Avesta] |
1) derviş 2) kutsal 3) bir erkek ismi | Dewrês (Dewrêş) [e.] [sıf.] |
1) dikkat 2) bir erkek ismi | Hadar [e.] |
1) doğru olmak, gerçek olmak 2) düzelmek 3) yolculanmak, yola koyulmak 4) yerinde doğrulmak | raşt biyene |
1) doğru, geçerli 2) sağ | raşt (rast) [sıf.] [Far.] |
1) doğrultmak 2) düzeltmek 3) gerçekleştirmek 4) yolcu etmek, uğurlamak | raşt kerdene (ken- raşt, kerd- raşt, raşt ker-) |
1) doldurmak 2) dikmek | dekerdene (ken- de, kerd- de, deker- ) [f.] |
1) domuz 2) yaramaz, haylaz 3) katı yürekli, kötü düşünen, gaddar 4) kurnaz, içten pazarlıklı olan 5) şaka yollu söylenen bir söz | xınzır [Aram./Süry. → Akat.] |
1) dökmek 2) parçalara ayrışmak, çözüp parça haline getirmek 3) heder olmak, karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma | çırç biyayene (çırç ben-, çırç biya-, çırç -b- ), çarç biyayene |
1) dövsün 2) girsin, girdi | bıkuyo [e./d.] (1) a wayê xo bıkuyo - o ablasını dövsün 2) a wazena ke bıkuyo klubê spori - o spor klübüne girmek istiyor) |
1) dünya 2) bir kız ismi | Dina, Sinya [d.] [Ar.] |
1) dünya, felek 2) zaman 3) talih, yazgı 2) Devran, bir erkek ismi | dewran [e.] [Ar.] |
1) dürtmek, itmek 2) yakalamak, tutmak | pırakuyıtene (kuynen- pıra, kuyıt- pıra, pırakuy- ), pırakuyayene [f.] |
1) Düzgün Baba dağı, ziyaretgah. 2) bir erkek ismi | Duzgın [e.] |
1) ekim, tarım, ziraat 2) tohum, çekirdek | berze, bezre, bezra, bezle |
1) eller 2) ova yolcusu | deşti |
1) Elma. Birliğin ve dayanışmanın sembolüdür. En ağır yemin ve ritüellerde, kırmızı elma kullanılır ve elmaya ikrar verilir. Müsahiplik, kirvelik rituellerinde niyaz ile birlikte elma kullanılır. Nikah kıyılırken (mor birnayene) elma bulundurulur. Ölen bekar erkeğin eline elma konur ve öyle gömülür. 2) bir kız ismi | saye [d.] [bot.] |
1) en 2) ilk önce 3) katılma, katma, katkı 4) içinde, içine 5) hatta | tewr |
1) enişte 2) kayınbirader 3) bacanak | xınami [e.] |
1) erkek kardeş, abi, birader 2) bir erkek ismi | Bıra |
1) erken 2) hızlı, çabuk | rew |
1) erken erken 2) hızlı, hızlı, | rew rew |
1) erken yap 2) hızlı yap | rew ke |
1) ev 2) aile | çê, ke [e.] (4) |
1) evren, âlem 2) dünya 3) bir erkek ismi | Cihan [e.] [Far.] |
1) farkına varmak 2) (birşeyin içine, yere) düşmek, çökmek | pırogınayene (pırogınen-, gına pıro, bıpırogn- ) |