1
 


Zonê Ma/Kırmancki Qesebend - Sözlük
Pela Seri/Home  |  Pêrine/Hepsi/Alles/All  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki  |  Fêlê/Fiiller/Verben/Verbs  |  Qeydi veng/Ses kayıtlı/Audio  |  Gramer/Grammatik/Grammar  |   Forum  |  Ad-On's  |                 Bexş/Bağış/Spenden/Donate  




         




Pêrine/Hepsi/Alles  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki


 ç   ğ   ı   ş   â   ê   î   û   İ   Ç   Ğ   Ş 




 A  B  C  D  E  F  G  H  I  J  K  L  M  N  O  P  Q  R  S  T  U  V  W  X  Y  Z 

 |<  <  >  >| 

23944 Kayıtlar bütün:  <<  19801  19831  19861  19891  19921  19951  19981  20011  20041  20071  >> 

ZonêMa/KirmanckiTürkceDeutschEnglish
thuzıka mawa [d.]huşumuzdur  
thuzın (thujın) 1) acılı 2) keskinli 3) sivrili   
thuzırık [e.] [zool.]sülükBlutegel, Egelleech
thuzêni (thujêni), thuziye (thujiye)1) acılık 2) keskinlik 3) sivrilik  
thüjırık [zool.]kan emen bir hayvan  
thüye [d.] [zool.]ishak kuşuZwergohreulescops owl
tibar keno güveniyor  
tici (tiji) bêtiriza güneş ışıkları ışılsız   
tici (tiji) bêtirizewa güneş ışıkları ışılsızdır   
tici (tiji) [d.]güneş ışıkları, güneş ışınları Sonnenlicht, Sonnensrahlensunshine, sunbeams, sunrays, sunlights
tici de vêşayenegüneş ışıklarında yanmak   
ticia şodıri (tijia şodıri, ticia/tijia sodıri)sabah güneş ışıkları, sabah güneş ışınları morgendliches Sonnenlicht, morgendliche Sonnenstrahlen morning sunlight, morning sun rays
Ticida (Tijida,Tıcda,Tıjda) [d.]1) güneş ışığı 2) bir kız ismi1) Sonnenlicht, Sonnenschein 2) Mädchenname1) sunlight, sunshine 2) girl name
ticin (tıcın) [sıf.]güneş ışıklı sonnenstrahlend sunbeamy
tik [sıf.]dikaufrecht, geradeupright, erect
tike1) kuşbaşı et 2) az, biraz  
tikmole (tırkeman) [e.] [mat. → 2] (2)ok 1) yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk 2) bir dairede kirişle yayın ortasını birleştiren dik doğru parçası 3) yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen işaret 4) at arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı, ortadaki düz ve uzun ağaç 5) terazide dengenin sağlanıp sağlanamadığını anlamaya yarayan ucu sivri parça   
til kenokaldırıp dikliyor  
tilık [e] küçük bez parçası   
tilbiyenefırlamak  
tilbiyene [f.]yerinden fırlamak  
timsah [Far. → Kopt.] [zool.]timsah (Nil nehrinde yaşayan bir sürüngen)Krokodilcrocodile
tir eşteneok atmak  
tir kerdene oklamak, okla vurmak  
tir werdene oklanmak, okla vurulmak, ok isabet etmek  
tir [e.] [mat. → 2] (1)ok 1) yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk 2) bir dairede kirişle yayın ortasını birleştiren dik doğru parçası 3) yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen işaret 4) at arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı, ortadaki düz ve uzun ağaç 5) terazide dengenin sağlanıp sağlanamadığını anlamaya yarayan ucu sivri parça   
tirınce (tirıce) eve giren güneş ışığı   
tira erziyaiye nêcêrena ya [din.]ermiş kişi, pir beddua ettiği zaman adeta bir ok gibi mutlaka hedefini bulur anlamında, mürşide, pire karşı işlenen suçun hatası olmadığını ifade etmek için kullanılan bir söylem  
tira qolındemerdane  
tirajbaskı sayısı   
 |<  <  >  >| 

23944 Kayıtlar bütün:  <<  19801  19831  19861  19891  19921  19951  19981  20011  20041  20071  >> 





Pêrine/Hepsi/Alles  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki










Copyright © D.E.Z.D.











powered in 0.01s by baseportal.de
Erstellen Sie Ihre eigene Web-Datenbank - kostenlos!