Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
1) fitil olmak 2) aşırı sinirlenmek, aşırı kızmak | fitıl (fitıl) biyayene |
1) gıdık (çene altı, gerdan) 2) çene altı bağı | xıltık (xıltıkê xo verdiyo ro - gıdığı sarkmış) |
1) garip 2) yabancı | ğerib (ğeriv) [e.] [sıf.] [Ar. ɣaˈriːb] |
1) gazel (flört etme, aşk sözleri, aşk şiiri), ceylan 2) bir kız ismi | Ğezale [d.] [Ar. ɣaˈzaːl] |
1) gece yarısı (güneşin batması ile doğması arasındaki sürenin ortası) 2) geceleyin (gecenin ilerlemiş saatleri) | pêşêwe (pêsewe) (1) |
1) geceye ait 2) bir kız ismi | Şewine [d.] |
1) geliştirmek 2) ileri götürmek | raver berdene (2) |
1) geliştirmek 2) önce götürmek, ilkin götürmek, başlangıçta götürmek (zamansal) 3) ileri götürmek (mekânsal) | raver (aver, avê, ravê) berdene |
1) genç 2) delikanlı | cênc (genc, kenc) [sıf.] [Tr.] |
1) gerekmek 2) oluşmak, gelişmek, zuhur etmek, vuku bulmak, ortaya çıkmak, ortaya çıkarmak, gün yüzüne çıkmak | qewımiyayene (qewımin-, qewımiya, -qewı- ) [f.] (eke bıqewımiyo - eğer gerekirse) |
1) geri dönüş, dönmek, geri gelmek 2) dengelemek | racêriyayene (cêrin- ra, cêriya- ra, racêri- ), yacêriyayene [f.] |
1) geri geri gitmek 2) arka arka gitmek 3) geri gitmek 4) geri dönmek | peyser şiyayene (peyser şiyene, peykani şiyene, peypeyki şiyene, qıneser(ki) şiyene, peyniyeser şiyene) |
1) gevşek yapılı, dayanıksız (ipte-iplikte) 2) ham | xav |
1) gezdirmek, dolaştırmak 2) kovmak, kovalamak | fetelnayene (fetelnen-, fetelna-, -feteln- ) [f.] |
1) geçmek, aşmak 2) tükenmek, zamanı geçmek | vêrdene (vêren-, vêrd-, -vêr-) [f.] |
1) geçmiş olsun, acil şifalar 2) iyi geceler | berjinê xêyri bo (berzinê xêyri bo (2) |
1) girişmek 2) geliş,igüzel yapmak 3) hırpalamak | cınezeliyene (cınezeliyayene) |
1) giy! 2) çiğne! (ayakla) | pay ke! |
1) giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat 2) sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat | astar [e.] [Far.] |
1) giymek, giyinmek 2) ayakla çiğnemek, ayakla ezmek | pay kerdene (ken- pay, kerd- pay, pay ker-, pay ke!) (2) |
1) giymek, giyinmek 2) örtünmek | pıradayene (dan- pıra, da- pıra, pırad- ) [f.] (4) |
1) Goşkar Baba, zorda kalana yardım eden ulu bir „Seyid“ veya „Evliya“ 2) Varto, Goşkar köyünde kutsal bir mekân, ziyaretgâh, dilek edilir, rıza lokması dağıtılır, dua edilir, adaklar adanır. | Goşkar Baba (Gımgım) [din.] |
1) griye çalan renk 2) bulutlu | hewra [sıf.] |
1) gâvur, dinsiz kimse 2) merhametsiz, acımasız 3) inatçı | gawur (gowır) [sıf. → 2, 3] [Far.] |
1) gökyüzü 2) erkek ismi | Asmên [e.] [Far.] |
1) gönüller, yürekler 2) bir kız ismi | Dilane [e.] [Far.] |
1) gör 2) bul | bıvêne |
1) göre 2) ağıl | gore [e.] |
1) göreceksin! 2) yemin ederim ki! | vad bo ke! |
1) görmek 2) bulmak | diyene (vênen- , bıvên- ) [d.] (2) |