1
 


Zonê Ma/Kırmancki Qesebend - Sözlük
Pela Seri/Home  |  Pêrine/Hepsi/Alles/All  | Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  | Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  | English-Zonê Ma/Kırmancki  |  Fêlê/Fiiller/Verben/Verbs  |  Qeydi veng/Ses kayıtlı/Audio  |  Gramer/Grammatik/Grammar  |   Forum  |  Ad-On's  |                 Bexş/Bağış/Spenden/Donate  




         




Pêrine/Hepsi/Alles  | Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki


 ç   ğ   ı   ş   â   ê   î   û   İ   Ç   Ğ   Ş 




 A  B  C  D  E  F  G  H  I  J  K  L  M  N  O  P  Q  R  S  T  U  V  W  X  Y  Z 

 |<  <  >  >| 

23957 Kayıtlar bütün:  <<  601  631  661  691  721  751  781  811  841  871  >> 

TürkceZonêMa/Kirmancki
1) cesur, yiğit kimse 2) dikkatli, özenli, uyanık 3) Haydar, bir erkek ismi 4) halife Ali'nin lakabı Heyder (Haydar) [e., sıf.] [din. → 4] [Ar.]
1) cibilliyet, yaradılış (bir kimsede doğuştan bulunan vücut ve ruh özelliklerinin tümü, mizaç, huy, tıynet, cibilliyet) 2) bir şeyin yaratılırken kazanmış olduğu özellikler bakımından durumu, fıtrat, hilkat cıbiliyet [e.] [Ar.]
1) cilveli, nazlı, hoş, yapısı ince, narin, nazlı büyütülmüş 2) Nazenin, bir kız ismiNazenıne [d.] [Far.]
1) civciv 2) yavrucağız, çocukcağızleyrık (lorık, leyrê çuçıke) [e.] [zool.] (1)
1) cop, kalın, kısa değnek 2) polislerin kullandığı genellikle lastikten yapılan sopa cop (Gımgım: jop) [Far.]
1) cömertlik 2) yücelik, ululuk, büyüklük comerdêni
1) dışkı 2) ishalriye
1) dağ 2) oğlakların barındığı yerko [e.]
1) dağıtmak, yaymak 2) bölüşmek vıla kerdene
1) daha iri kıyılmış saman çeşidi, ot samanı 2) hayvan yemi çês (kês) [e.] (1)
1) daire, çember 2) çizgi, hat, hat çizgişurrıke (şurre, surre) [d.] [Akad.] (1)
1) daire/çember çekmek 2) çizgi çekmekşurre ontene (surre ontene)
1) daireli, çemberli 2) çizgilişurrıkın (şurrkın) [sıf.] (1)
1) dal 2) bir kız ismiLızge [d.]
1) dal 2) uç, zirvegıl (gılê koy - dağ zirvesi)
1) dalga 2) yayın (radyo, TV vs. yayını)phêl
1) damat 2) enişte 3) kayınbirader 4) bacanakzama [e.]
1) dar (1) genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro 2) az, elverişsiz, sınırlı 3) sıkıntılı 4) içine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı) 2) binek hayvanların kolanı teng [sıf.] [Far.]
1) davet, çağrı, çağırma 2) yemekli toplantı dawet (dewet) [Ar.] (2)
1) dayamak, yaslamak 2) -e uzatmak, -e yöneltip uzatmakera cı dayene (dan- ra cı, da- ra cı, era cı d- ) [f.]
1) değirmen taşı 2) Eskiden Dersim’de Halvori’lerin değirmeni. Dersim katliamında burası “Halvori katliamı” olarak biliniyor. Halvori köylüleri bu taşın üzerinde katledilirler. Buradan cesetleri Munzur nehrine atılır. kemera arêye [tar. → 2]
1) değnek, asa 2) çubuk (uzun ağızlık) 3) esnek agaç filizi (kısa, bir metrelik)uşire [d.]
1) dedi ki "bu yaz oraya geliyorum", ve bizden yardım istedi 2) bu yaz buraya geleceğini söyleyip bizden yardım istedi va ke "emser amnani yon uca", u ma ra yardım waşt
1) delik deşik 2) paramparça 3) yırtık pırtık çarr u virr
1) delik deşik etmek 2) paramparça etmek 3) yırtık pırtık etmek çarr u virr kerdene
1) delik deşik olmak 2) paramparça olmak 3) yırtık pırtık olmak çarr u virr biyayene
1) delikli, genellikle yuvarlak biçimli mutfak kabı, kevgir, süzgeç, filtre 2) uzun saplı yayvan ve delikli kepçekewgure [d.] [Far.]
1) demir (Atom numarası 26, simgesi Fe) 2) bir erkek ismiasın (Fe) [e.] [kimya]
1) deniz, büyük nehir 2) bilgili kimse 3) bir şeyin bol olduğu yer 4) bir kız ismiDerya [e.] [Far. → Orta Far. → Avesta]
1) deri 2) tulum postık (poste) (postıkê bıze - keçi tulumu) [e.] (2)
 |<  <  >  >| 

23957 Kayıtlar bütün:  <<  601  631  661  691  721  751  781  811  841  871  >> 





Pêrine/Hepsi/Alles  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki






Copyright © D.E.Z.D.











powered in 0.02s by baseportal.de
Erstellen Sie Ihre eigene Web-Datenbank - kostenlos!