Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
kavurma | qarme |
kavurma | qowurme |
kavurmak | pıraynayene (pıraynen-, pırayna-, -pırayn- ), qavurnayene, pırênayene, tirênayene [f.] |
kavuruyor | pırayneno |
Kavut (Qavute) yemeği için kavrulan buğday. Evvela buğday ayıklanır, sonra bu buğday perşembe günü kızgın bir sacın üzerinde kavrulur. Kokusu o kadar güzel ki ölmüşlerin ve iyilik melakelerinin ruhuna kavuştuğuna inanılır. Sonra bu kavrulmuş buğday taneleri öğütülür. | bıjerik |
Kavut, Hızır ayında oruçtan sonra kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununa su, pekmez, şeker veya tatlı yemiş katılarak yapılır. Kavut pişirmek, Hızır’ın adına bereket için adanmış bir adak yapmak ve Hızır’a bir çağrıdır. İnançta Hızır’ın bu yiyeceğin yapıldığı haneye eve göz kulak olduğuna, koruyup kolladığına inanılır. Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla niyette bulunulur, konuklara ikram edilir. Yanında mum yakılarak ocak önüne veya evin bir köşesine konulur ve Hızır’ın o evi ziyaret ederek kavuttan lokma alacağına, bunun bereket ve bolluk getireceğine inanılır, sabah üzerinde herhangi bir iz görülürse şükran kurbanı kesilir. | qavute (qavuta Xızıri) [din.] |
kayın | xınami |
kayınpeder | vistewre [e] |
kayıp | vind |
kayıp gelmek | yermıs biyêne |
kayırıyor | iltımas keno |
kayırmak | qarmis kerdene |
kayırmak | qayir kerdene |
kayısı | mısmıse [d.] (1) [bot.] |
kayısı | berga [d.] [bot.] (2) |
kayısı kurusu | qaxa berga (çirre) |
kayısılı | bergayın [sıf.] |
kayısımızdır | berga mawa [d.] |
kayısısız | bêberga [sıf.] |
kayıt ol (kaydol) | qeyd be (hesab vıraze) |
kayıtı tamamla, kayıtı bitir | qeydê bıqedêne |
kayıtlı bağlantılardan kaldır | linkanê (gıranê) qeydkerdeyan ra wedare |
kayıyor | xışt keno |
kaya kekiği | zembulê kemeru [bot.] |
kayak | iski |
kayalık | kemer [e.] |
kayalıkta bir mağara, Duzgın Baba'nın mağarası, Duzgın Baba’nın ibadet için inzivaya çekildiği bir mekân, ziyaretgâh | Esketê Çeli [din.] [mit.] |
Kayalıkta bir mağara, Duzgın Baba'nın mağarası, Duzgın Baba’nın ibadet için inzivaya çekildiği bir mekân, ziyaretgâh | Esketê Çeli [din.] [mit.] |
kaybol! | vindi bıbe! |
kaybolan | vindibiyaoğ/e [e./d.] |