ZonêMa/Kirmancki | Türkce | Deutsch | English |
non sola to bıbıriyo! | ekmeğin tuzun kesilsin! | | |
non loqe kerdene | ekmeği dürüm yapmak | | |
nonê tiri (şiri) | yufka ekmek, ayran, sarımsak, eritilmiş yağ ile yapılan geleneksel bir yemek | | |
nonê tendure | tandır ekmeği, tandır lavaşı | | |
lebaş (lawaş) [Far.] | lavaş 1) mayalı hamurdan tandırda pişirilerek yapılan ve yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü 2) yufka inceliğinde açılmış uzun sade pide | | |
nono tenık | ince ekmek, sac lavaşı | | |
nono somin | somun ekmek | | |
nono eşkeba | mayasız ekmek | | |
nono oncüli | katıksız ekmek, yavan ekmek | | |
uskıra | kâse, büyük tas | | |
parcun (parzun) | bez süzgeç, süzme bezi | | |
seleka kıncu (sela kıncu) | elbise sepeti | | |
seleke (selıke, seleki) [d.] | 1) küçük sepet, kulplu sepet 2) döven sürerken ürünü yememesi için öküzün ağzına takılan sepet biçiminde ağızlık | | |
teşne (tesne, teşte) | teşin, büyük leğen | | |
tira qolınde | merdane | | |
xonça (xonike, xonçıke) [d.] | 1) küçük yer masası 2) ekmek yapmak için üzerinde hamur açılan küçük yer masası | | |
kurşi (kursi) [Ar. → Aram/Süry. → Akat.] | kürsü 1) tabure (sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle) 2) kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer | | |
buroş (buros, bıros, beroş) (2) | bakraç (çoğunlukla bakırdan yapılan küçük kova) | Kupfernapf | |
buroş şıma dero | bakraç sizdedir | | |
şane aye de niyo [d.] | tarak onda değildir | | |
şane aye dero [d.] | tarak ondadır | | |
şaney ey derê [e.] | taraklar ondadır | | |
eke heni yo | eğer öyleyse | wenn es so | |
raveri (veri) | önce, önceden, evvel, evvela | | |
daêna raveri (daêna veri) | daha önce, daha evvel | | |
raveri ra nat (veri ra nat) | önceden beri, evvelden beri | | |
sata verêne (sata bine, tenê ra raveri) | biraz önce, biraz evvel | | |
dı satu ra raveri | iki saat önce | | |
verênde | eskide, eskiden, önceden, evvelde | | |
verênde ra nat | eskiden beri, önceden beri, evvelden beri | | |