Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
yamulmak | pijidayene (pijidan-, pijida-, piji d-) [f.] (1) |
yamulmak | çêwt biyayene [f.] (2) |
yan | kışte |
yan | bıvêşe |
yan yan | yanbeki |
yan yana | têver |
yan yana (bir arada, beraber, birlikte) olsun | bêro têlewe |
yan yana getirmek, bir araya getirmek | têlewe ardene |
yan yana koy! bir araya getir! | têlewe bıke! (têlewe ke!) |
yan yana koymak, bir araya koymak | têlewe kerdene |
yan yana olmak, bir arada olmak | têlewe de biyayene |
yan yana, bir arada | têlewe |
yan yana, bir arada, beraber, birlikte | têlewe de |
yan yana, bir arada, birlikte | têlewe de |
yan yana, bitişik, iç içe, birbiri içine/içinde | tê- |
yanık saçın kokusu | boe ğızale |
yanık yün (elbise, parça) kokusu | boe lıve |
yanılmak, aldanmak, şaşırmak | ğeletiyayene (ğeletin-, ğeletiya-, -ğeleti- ) [f.] |
yanıltmak, şaşırtmak, aldatmak | ğeletıtene |
yanıltmak, altatmak, şaşırtmak | ğeletnayene (ğeletnen-, ğeletna-, -ğeletn- ) [f.] |
yanında | lewê ... de (lewê çêneke de - kızın yanında) |
yanında | kaleka (1) |
yanında | kışta (2) |
yanında, yandan | kışte de |
yanında, yandan | kaleka ... de (kışta ... de) (kaleka/kışta koy de - dağın yanında) |
yanındadır | lewê ... dero |
yanından | lewe ra |
yanından | kaleka ra (kışta ra) |
yan(ı) | kaleke (kışte) [d.] (kaleka/kışta koy - dağın yanı) |
yan, kasık | çişte, çişti (çişta mı decena - yan tarafım ağrıyor |