Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
ormanlı | bırrın [sıf.] |
ormanlık | gurr |
ormansız | bêbırr [sıf.] |
ormansız çayır şeklinde dağ yamacı | cerde |
orospu, fahişe, hayat kadını | wersaqe [d.] (1) |
orospu, fahişe, hayat kadını | poşe (3) |
orospu, fahişe, hayat kadını | orıspi [d.] [Far. → Orta Far.] (2) |
orospulaşmak, orospu olmak, fahişe olmak, hayat kadını olmak | orıspi biyayene |
orospulaştırmak, orospu etmek, fahişe etmek, hayat kadını etmek | orıspi kerdene |
orospuluk | orıspiye |
Orta Afrika CFA Frangı | CFA Frankê Afrikaya Wertêne |
Orta Afrika Cumhuriyeti | Cumhuriyetê Afrikaya Wertêne [coğ.] |
Orta Dağ. Ermeniler zamanında en büyük arpa ekim alanlarından biriydi. | Gola Ostoro |
orta derece ısıtıyor | keno tanari |
orta parmak | bêçıka wertêne [anat.] |
ortadaki, aradaki | wertên [sıf.] |
ortak | wertax |
ortak arkadaşlar | albazê wertaxi (2) |
ortak olmak | wertax biyayene |
ortaklık | wertaxiye |
ortalığı karıştırmak | wertu werêfistene (wertu fin- werê) (1) |
ortalığı karıştırmak | wertu werêcınıtene (wertu cınen- werê) (2) |
ortalığı karıştırmak | wertu têrocınıtene (wertu cınen- têro) (3) |
ortam | wertam |
ortancı, arasındaki | wertaxıc |
oruç | roce |
oruç için dua | gulbangê (gulvangê) niyazi (niyaji) [din.] |
oruç tutmak | roce guretene |
oruç tutuyor | a roce (roze, roje) cêna [d.] |
oruç yine tutulur | roce (roze) oncia cêrino |