Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
1) o kadar sinirlendi ki, terketti, gitti 2) terkedip gidecek kadar sinirlendi | honde hêrs bi ke, terkıt, şi |
1) o kurtulmuyor 2) o bitmiyor | a nêxelesina [d.] |
1) o kurtulmuyor 2) o bitmiyor | o nêxelesino [e.] |
1) o kurtuluyor 2) o bitiyor | o xelesino [e.] |
1) o kurtuluyor 2) o bitiyor | a xelesina [d.] |
1) o okumuş, o eğitilmiş 2) o okuyucudur | o wendoğo [e.] |
1) o oldu 2) oydu | o bi [e.] |
1) o oldu 2) oydu | a biye [d.] |
1) o sürdürtüyor 2) o ektiriyor, o tohum ektiriyor (sebze ve meyve) 3) o olmaya devam ettiriyor | o ramneno [e.] |
1) o sürüyor (taşıt, hayvan, tarla, toprak, harman, çift...) 2) o ekiyor, o tohum ekiyor (sebze ve meyve) 3) o olmaya devam ediyor, o sürdürüyor | a ramena [d.] |
1) o sürüyor (taşıt, hayvan, tarla, toprak, harman, çift...) 2) o ekiyor, o tohum ekiyor (sebze ve meyve) 3) o olmaya devam ediyor, o sürdürüyor | o rameno [e.] |
1) o tahmin edebiliyor 2) o şüphelenebiliyor, o kuşkulanabiliyor | o şikino guman bıkero [e.] |
1) o tahmin edebiliyor 2) o şüphelenebiliyor, o kuşkulanabiliyor | a şikina guman bıkero [d.] |
1) o çocuklar için bunu yapmışsa, bu çok iyi bir şey 2) çocuklar için bunu yapmış olması çok iyi bir şey | ey le serba domanu no kerdo, no çiyê do zaf rındo |
1) o, onu, öteki, ilerideki, adı geçen 2) şaşma, beğenme vb. duyguları belirten bir seslenme sözü | o (u, wı) [e.] |
1) ocak 2) ev, aile, soy 3) Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer (mermer ocağı, kömür ocağı, taş ocağı) 4) (parti) evi, kulüp | ocağe [d.] [Tr.] |
1) ocak ayı 2) bir kız ismi | Zemperiye [d.] (2) |
1) ocak ayı 2) zemheri (kara kış) | çele [e.] (kılm: Çel) (1) |
1) ocakta veya soba borularında biriken is birikintisi 2) kuruluş | qurım |
1) okumak 2) okula gitmek 3) şarkı söylemek | wendene (wanen- , wend-, -wan- ), wantene [f.] [Orta Far. xwandan → Eski İr. xvan] |
1) olabilir ki, ihtimal ki, ola ki de, olur ki de 2) olabilirlik (dil bilgisi) | beno ke [gram. → 2] |
1) olmak 2) mümkün olmak 3) doğmak | biyayene (ben-, biya-, -b- ) [f.] |
1) oluşturup çöktürüyor 2) hareketlendiriyor 3) dibe sokuyor, dipten daldırıyor | fino de |
1) oluşup çöküyor, oluşup meydana geliyor 2) hareketleniyor 3) alta düşüyor 4) dibe giriyor | kuno de |
1) olumlu, iyi, güzel 2) kıymetli , değerli, kaliteli | hewl [sıf.] |
1) onlar 2) duman lekesi | ê (Gımgım: ê, Pülümür: i, Mamekiye: yi), inan (inu, ine), êyê (iyê, êwê) |
1) onlar büyük oluyorlar, onlar büyüyorlar 2) onlar daha yaşlı oluyorlar | ê (i) benê pil |
1) onlar götürüyorlar 2) onlar oluyorlar | ê (i) benê |
1) onlar kurtulmuyorlar 2) onlar bitmiyorlar | ê (i) nêxelesinê |
1) onlar kurtuluyorlar 2) onlar bitiyorlar | ê (i) xelesinê |