| Türkce | ZonêMa/Kirmancki | dürüst, terbiyeli, adamakıllı | durıst [sıf.] [Far. → Orta Far. → Eski Far.] |
düz | du |
düz ve ince taşlar | sal |
düz yapmak, yassı yapmak, yassıltmak | era phon kerdene |
düz yer | cawo raşte |
düz yollarda | vırardu ra |
düz, yassı | phon (phan) [sıf.] |
düzeltme | tesviye |
düzen | duzene |
düzenbaz | duzenbaz |
düzenbazlık, fesatlık, hile, numara, oyun | dubara |
düzenle | areze ke (araze ke) |
düzenle, değştir | bıvu(ı)rne |
düzenlemek, işlemek, değiştirmek | vurnayene (vurnen- , vurna-, -vurn- ) [f.] |
düzenlemek, organize | organize [Fr.] |
düzenlendi | vurna (ma vurna - biz düzenledik) |
düzensiz hayvan kesimi | xıngar |
düzey, seviye | darax (daraxê şıma - sizin düzeyiniz) [e.] |
düzgün, eşit | jûane |
düzgün, pürüzsüz | aza [sıf.] |
düzgünce dizerek üst üste yığmak | cama kerdene |
düzine | duzıne |
düzleştiriyor, düzgünleştiriyor | keno raşte |
düzleştiriyor, düzgünleştiriyor | keno jûane |
düzlük | dêşte |
düzlük | dujiye |
düzlük | duzlığ |
düzlük?yamaç | ver-vırade |
eğeliyor | yege keno |
eğer (şayet) gerekirse | eke bıqewemiyo |
|
|