Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
dörtnala gitmek | çargami şiyene (çarpay şiyene) |
dövdürmek | kuynayene (kuynen-, kuyna-, -kuyn- ) |
dövdürülmek | kuyniyayene (kuynin-, bıkuyni- ) |
döven | mısone, musone |
dövme | deq [e.] |
dövmek | kutene (kun-, kut-, -kuy- ) [f.] (1) |
dövmek | kuyayene (kun-, kuya-, -kuy- ), kuwayene [f.] (2) |
dövüş | pêrodaiş (pêrodais, pêrodayis) |
dövüşte, kavgada | pêrodaiş de (perodais de) |
dövüştürmek | pêrodayene dayene (dan- pêrodayene, da pêrodayene, -d- pêrodayene) [f.] |
dövülmek | kuyiyayene (kuyin-, kuyiya-, -kuyiy- ) [f.] |
dövüyor | kûno (û!) |
düğme | gocage (gozege) [d.] (2) |
düğme | bışkoce (bışkoje) [d.] (1) |
düğme iliklemek | bışkoce (bışkoje) defistene (qefilnayene, tafistene, guretene) |
düğüm | gırê [e] |
düğüm atmak | xape kerdene |
düğümlemek | gıre kerdene |
düğümlenmek | gıre biyayene |
düğün gibi özel günlerde, özel olarak davet edilen kadın | berviye [d.] |
Düğün Planlama Hizmeti | Xızmetê Plankerdışê Veyveyi |
düğün salonu | salona veyve |
düğün töreni için dua | gulbangê (gulvangê) veyvi [din.] |
düğün yapmak | veyve kerdene |
düğün çiçeği | adıroke (Ranunculaceae) [d.] [bot.] |
düğünde damat ve geline öncülük eden bayan | berbiye [d.] |
düğüne gelen misafirler | veyveçi [e.] |
düşkün ilan edilen kişiye, suçunun gerektirdiği geçici veya sürekli sürgün cezası vermek | şiletiye dayene [din.] |
düşkün ilan edilen kimsenin bulunduğu bölgeden ayrılarak düşkünlüğünün bitmesini beklemek için sığındığı yer, hane | şêmuga germe [din.] |
düşkün kaldırma cemi, görgü ceminde, Mansur’un darına kaldırılan ve düşkün ilan edilip lokması, niyazı, kurbanı, selamı alınmayan, hayvanı köy hayvanına katılmayan insanların, bir dönem sonra pişman olup topluma yeniden dönmesi için yapılan bir cem türü | cemê xırabeti [din.] |