| | Türkce | ZonêMa/Kirmancki | | diyalog | diyalog |
| diyalog, karşılıklı konuşma | diyalog [Fr. → Eski Yun.] |
| diyanet | diyanet |
| Diyarbakır, Amed | Diyarbekır [e.] |
| diyelim ki | seke mavacim |
| diyelimki | vacim ke |
diyet 1) beslenme düzeni, perhiz, rejim 2) İslam hukukuna göre, öldürme ve yaralamalarda suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal, kan pahası, kan parası, kefaret (eskimiş)
Nuri Dersimi, Kürdistan tarihinde Dersim, 1952, S. 33:
“Öldürülenlerin kan bedelleri (Diyet) para veya arazi olarak tespit edilebilir. Hadisenin müstakbelde tekerrürünü önlemek için emniyet tertibatı olmak üzere taraflar arasında bir kivrelik teesisi dahi karar altına alınabilir. Kom kararlarına toplantı yapılan yerin adı verilir ve kararı tezkâr için, bu yere bir de taş rekzedilir”.
| diyet [Fr. → Eski Yun. → 1] [Ar. → 2] |
| diz | zani (zoni) [e.] [anat.] (1) |
| diz | çhok [e.] [anat.] (2) |
| diz kapağı (kemiği) | saa zani [anat.] |
| dizayn, tasarım | dizayn [İng. → Fr.] |
| dizden aşağısı | çok [e.] |
| dizel | dizel |
| dizgici | rêzwan |
| dizi film | rêzefilm |
| dizilmek, yığılmak | niziyayene (nizin-, niziya-, -nizi- ), nijiyayene [f.] |
| dizin arka kısmı | beqa qori [anat.] |
| dizler | çhoki |
| dizlik | zoniyiye |
| dizmek, yığmak | niznayene (niznen-, nizna-, -nizn- ) [f.] |
| doğa | xozawa |
| doğan, şahin | puye [zool.] (2) |
| doğan, şahin | baz (hêliyo baz) [e.] [zool.] (1) |
| doğmak, dünyaya gelmek | amayene dina (dinya) (roca amayena dina - dünyaya geliş günü) |
| doğramak | xıncnayene (xıncnen-, xıncna-, -xıncn- ) [f.] |
| doğru bilgiye ulaştı | reş malımato raşt |
| doğru hedef kitle | kitlê hedefiyê raşti |
| doğru oku! | raşt bıwane! |
| doğru okuyun! | raşt bıwanerê! |
| doğru okuyunuz! | raşt bıwanerêne! |
|
|
