Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
bilme! | mezane! |
bilme! | mezane! |
bilmece | çibenoke |
bilmek | zanayene (1) |
bilmek | zanıtene (zanen-, zanıt-, -zan- ) [Orta Far. → Eski İr.] (2) |
bilmeyin! | mezanê! |
bilmiyorum | nêzanane |
bilye | bilye [e.] [İt.] |
bin yüz, 1100 | hazar u se, 1100 |
bin! | cı nişe! |
bin, 1000 | hazar (hezar), 1000 [Far. hezār] |
bina vardır | bon esto |
bina, dam, ev | bon (ban, bun) [e.] |
binalar | boni [ç.] |
binalar vardır | boni estê [ç.] |
binaları | bonu |
binaları yapın | bonu vırazê |
binbirdelik otu, gerçek sarı kantaron | tolıke [d.] (Hypericum perforatum) [bot.] |
bindiriyor | nano ro cı |
bindirmek | pıronayene (nan- pıro, na- pıro, pıron- ) [f.] |
binek hayvanların dışkısı | fısqi [e.] [zool.] |
Bingöl (eski adı Çapakçur) | Çolig [e.] |
Bingöl dağlarının 3650 rakımlı en yüksek tepesi | Koğe |
Bingöl dağlarının 3650 rakımlı koğ tepesinin batı tepesi | Selereşe |
Bingöl dağlarının tepesinde bir ziyaretgâh | Şeyidê Diyari [din.] |
Bingöl dağlarında bir göl | Gola Sitile |
Bingöl dağlarında bir yayla | Kumnexşa |
Bingöl dağlarında bir yayla | Elimurad |
Bingöl dağlarında bir ziyaret | Çelkani |
Bingöl dağlarında derin bir vadi | Sorbelax |