Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
asabi, sinirli, sinirsel | asabi [sıf.] [Ar.] |
asalet 1) soyluluk, asil 2) saygı uyandıracak biçimde davranma 3) bir görevi yüklenmiş olma, o görevin sahibi olma, vekillik karşıtı 4) yazıda veya sözde bayağı söz ve deyim bulunmaması durumu | asalet [Ar.] |
asil 1) soylu 2) yüce duygularla yapılan | asil [sıf.] [Ar.] |
asillik, soyluluk | asaletiye |
asimilasyon, özümseme, benzeşme, benzetmek, benzeştirme, eritme | asimilasyon [Fr. → Lat.] |
asistan 1) yardımcı 2) araştırma görevlisi | asistan/e [e./d.] [Fr. → Lat.] |
asistanlık | asistanêni (asistaniye) |
asit | asit [kimya] [Fr. → Lat.] |
askı | çhankıl |
asker | esker [e.] [Far.] |
asker bize saldırdı, üzerimize yürüdü | esker ramıto ma ser |
asker karınca | mıloçıka eskeri |
askeri mahkeme | divanê herbi |
askerlik | eskeriye |
aslına bak | original bıvêne |
asla, hiçbir zaman | demgê |
asla, hiçbir zaman | caru (coru) |
aslan | şêr/e [e./d.] [zool.] [Far.] |
asma 1) asmak işi, talik 2) asılı 3) asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler 4) Belirli bir tür üzüm veren bitki (Vitis) | asma [sıf. #8594; 2] [bot. → 3, 4 Vitis vinifera] |
asmak, ıdam etmek | darde kerdene |
aspirin (hap) | aspirine |
assamca | assamki |
astım (bronşların daralmasından ileri gelen nefes darlığı) | astım [tıbbi] [Fr. → Eski Yun.] |
astroloji, gök bilimi, yıldız bilimi | astaraloci [astron.] [Fr. → Eski Yun.] |
astronomi, gök bilimi | astronomi [astron.] [Fr. → Eski Yun.] |
astronot, uzay yolcusu | astronot [e.] [İng. → Eski Yun.] |
asya | asya [d.] [İt. → Lat. → Eski Yun. → Akat.] |
at kişnemesi | kerdo hirre hirre |
at tekmesi | fincıke [zool.] (2) |
at ve benzeri hayvanların başka bir hayvanı veya insanı dişlemesi, ağız atması, ısırması | gace (gaze, gaje) [zool.] |