| Türkce | ZonêMa/Kirmancki | çabuk 1) hızlı olan 2) alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez 3) "Acele et, oyalanma!" anlamlarında bir seslenme sözü | çapık [sıf. → 1] [Far.] |
çabuk gelmek | pêtamayene |
çabuk gelmek, acele gelmek | çapık amayene |
çabuk getir! acele getir! | çapık biya! |
çabuk gitmek | çapık şiyayene |
çabuk götür! acele götür! | çapık bere! |
çabuk götürmek, acele götürmek | çapık berdene |
çabuk kızan | pırpırok |
çabuk kaç | pêt bıreme |
çabuk olmak | çapık biyayene |
çabuk çabuk, alelacele | çapık çapık |
çabuk, tez, hızlı | hêrbi |
çabukluk, atiklik, acelelik, hızlılık, ivinti, sürat | çapıkêni |
çadır direkleri | beyiye |
çadır kuşağı otu (veya çadır uşağı) | kurağıke (Dorema ammoniacum) [d.] [bot.] |
çadırı kazığa bağlayan ipler | rişti |
çadırın dökülen püskülleri | rişi |
çakıl | çaqıl [miner.] |
çakıl dök! | çaqıl deverde! |
çakıl dökmek | çaqıl deverdayene |
çakıl getir! | çaqıl biya! |
çakıl getirmek | çaqıl ardene |
çakıl götür! | çaqıl bere! |
çakıl götürmek | çaqıl berdene |
çakıl olmak, un ufak olmak | çaqıl biyayene |
çakıl topla! | çaqıl top ke! |
çakıl toplamak | çaqıl top kerdene |
çakıllı etmek | çaqılın kerdene |
çakıllı olmak | çaqılın biyayene |
çakıllı, çakıllı olan | çaqılın |
|
|