Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
tandır ekmeğinin hamurunu tandırın kenarına yapıştırmak için elle kullanılan alet | repate |
tandırın alt deliği (kül ve ateşi çıkarmak için) | kulfike |
tandırın üstüne konulan uzun demir parça (tencere veya demliğin düşmemesi için) | haçirge |
tane tane | tek be (ve) tek |
tanrım daire/çember çek önüne! (onu koru anlamında bir deyim) | heqo şurre (surre) cısane! (surre cısanıtene) [din.] |
tanrısal, ilahi bir güç olarak inanca göre aşiretler ve kabileler üzerindeki koruyucu | wayırê aşiru, wayırê qevilu [mit.] |
tanrısal, ilahi bir güç olarak inanca göre hayvanların üzerindeki koruyucu | wayırê mali [mit.] |
tanrısal, ilahi bir güç olarak inanca göre kutsal yer ve yatırın üzerindeki koruyucu | wayırê jiyar u diyaru [mit.] |
tanrısal, ilahi bir güç olarak inanca göre ocakların ve bava üzerindeki koruyucu | wayırê bavau [mit.] |
Tanzanya | Tanzanya [d.] [coğ.] |
Tanzanya Şilini | Şilingê Tanzanya |
Tanzimat devri, Sultan Abdülmecit zamanında, 1839'da Gülhane Hattıhümayunu adıyla anılan, bir fermanla ilan edilen, yönetimi iyileştirme tasarısı ve bu iyileştirmenin yapıldığı dönem. | dewrê Tanzimati (Tanjimati) [tar.] |
tapırdamak ("tapırtı" sesi çıkarmak) | tapayene |
tapırtı (yürürken çıkan ayak sesini andırır sesin adı) | tapiye (tapine, tapêni) (→ tapayene ra) |
tapmak | perestnayene (perestnen-, perestna-, -perestn- ), perestê cı biyayene [f.] [Far. → Orta Far. → Avesta] |
taptaze | tıpteze [sıf.] |
tarık cemi (ikrar verme, musahip olma), sadece musahip ikrarı, ahiret kardeşliği ikrarını verenler için yapılır | cemê tarıqi [din.] |
tarık çıkartma, evliya çıkartma, yılda en az bir kez ve genellikle kış aylarında yapılan cem | tarıq vetene [din.] |
taraf, yön, yan | het [e.] |
tarak | şane (sane, şone, sone) [e.] |
tarak onda değildir | şane aye de niyo [d.] |
tarak ondadır | şane aye dero [d.] |
taraklar ondadır | şaney ey derê [e.] |
taramak | sane (şane) kerdene |
taranmak (yün) | voriyayene (vorin-, voriya-, -vori- ) [f.] |
tarif | tarif [Ar.] |
tarih | tarix [e.] [Aram./Süry. → İbr. → Akat.] |
tarihten beri | tarix ra nat |
tarikat kapısı, dört kapı kırk makamın ikinci kapısı, ikrar verip bir "yola girme" kapısı, kendine özgü kuralları, ilkeleri ve törenleri bulunan inanç yolunu öğrenme | tariqat [e.] [din.] [Ar.] |
tarla biçmek | hêga çinıtene |