| Türkce | ZonêMa/Kirmancki | Sülbüs Baba dağı | Sulvus |
Süleyman, huzur, sükûn, Süleyman, bir erkek ismi | Sıleyman (Sılêman, Sıl) [e.] [İbr.] |
sülük | thuzırık [e.] [zool.] |
sülün (sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş) | kerga çoli [e.] kerga koy [d.] [zool.] |
sümbül | sûmbıl [d.] [Far.] [bot.] |
sümkürmek (hayvan) | fırrayene (fırren-, fırra-, -fırr- ) [f.] ) |
sümkürtmek | fırnayene (fırnen-, fırna-, - fırn- ) [f.] |
sümkürtüyor (beygiri/nahırı/davarı) | fino fırrayene |
sümük | çhılm [e.] |
süper | lek [sıf.] |
süperlilik | lekêni (lekiye) |
süpürge | gezi, geji (1) |
süpürge vurmak, süpürge çalmak | gezi era cı fistene |
süpürge vurulmak, süpürge çalınmak | gezi era cı kutene (kewtene) |
süpürge, dere yataklarında bulunur, ahır temizlemede ve sert cisimleri toplamakta kullanılır | sakol (2) |
süpürmek | gezi (geji) kerdene (2) |
süpürmek | tafiştene (finê ta, fistene tera) (3) |
süpürmek | rütene (rün-, rüt-, rüy- ), rutene |
süpürmek | derütene (rün- de, rüt- de, derüy- ), derutene [f.] (1) |
süpürtmek | derütene dayene (dan- derütene, da- derütene, -d- derütene ), derutene dayene [f.] |
süpürülmek | gezi (geji) biyayene |
sür! | bırame! |
sürat, hız, çabukluk | surat (suret) [e.] [Ar.] |
süre | sure |
sürekli | tım u tım |
sürekli konuşmak | wute kerdene |
sürekli, boyuna, boyna | repia |
sürekli, devamlı, ha bire, değişmez, daim(i) | jûqane (jûqere, zugane) [sıf.] |
süreklilik (dil bilgisi) | dewamiye [gram.] |
süren, sürücü | ramıtoğ/e [e./d.] |
|
|