Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
ağaç köprü | pırdo daren |
ağaç parçası | darık |
ağaç var | dare esta [t.] |
ağaç yapraksız | dare bêvelga (bêpura) |
ağaç yapraksızdır | dare bêvelgewa (bêpurewa) |
ağaç yeğil değildir | dare khewiye niya |
ağaç yeğildir | dare khewiya |
ağaçkakan | darnequr/e [e./d.] [zool.] (2) |
ağaçkakan | darkutık/e [e./d.] [zool.] (1) |
ağaçlı (ağacı olan) | bırrıkın [sıf.] |
ağaçlık | bırrık |
ağaçlık (ağacı bol olan yer) | dar u ber |
ağaçlıksız | bêbırrık [sıf.] |
ağaçlar | dari [ç.] |
ağaçlar var(dır) | dari estê [ç.] |
ağaçlar yapraksızdır | dari bêpuriê |
ağaçlar yapraksızdırlar | dari bêpuranê |
ağaçlar yeşil değildirler | dari khewey niyê [ç.] |
ağaçlar yeşildirler | dari khewiyê [ç.] |
ağaçları | daru |
ağaçların meyveleri var | meywey dari estê [ç.] |
ağaçların meyvesi var | meywa dari estê |
ağaçtan bir dövme kazması | topır |
ağaçtan oyulma tekne | kod, kodık |
ağaçtan yapılı çitalı kapı | darxaçık |
ağaççık (taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç) | darek |
ağda | ağde |
ağda, manikür, pedikür yaptırmak istiyorum | ez wazen(ane) (wazonu) aẋde, manikur, pedikur vıraştene di |
ağla | bıberbe |
ağlama, ağlayış | berbi(ş) |