Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
1) önce olmak, ilkin olmak, başlangıçta olmak (zamansal) 2) ileri olmak (mekânsal) | raver (aver, avê, ravê) biyayene |
1) önce, ilkin, başlangıçta (zamansal) 2) ileri (mekânsal) | raver (aver, avê, ravê) |
1) önceki, evvelki 2) birinci, ilk | verên [sıf.] |
1) öne takıyor, önüne tutuk ediyor 2) araya sokuyor, arasına takıyor 3) kaptırıp sıkıştırıyor 4) ön ayak ediyor, öncülük ettiriyor | fino ra ver |
1) önüne düşüyor 2) sıkışıyor 3) kapılıyor 4) üzülüyor 5) ön ayak oluyor, öncülük ediyor | kuno ra ver |
1) önüne vuruyor 2) önüne koyuyor 3) önüne dayıyor | şaneno ver |
1) öpücük 2) örtü, bez, bez parçası | paç [e.] |
1) örümcek 2) nine, büyükanne, anneanne, babaanne 3) saklambaç oyunu 4) ebe | pirıke (pirike, pire) [zool. → 1] |
1) öyle yap, böyle yap, şöyle yap 2) bedava yap, karşılıksız yap | hên bıke |
1) öyle, böyle, şöyle 2) öylesi, böylesi, şöylesi 3) bedava, karşılıksız | hên |
1) öylesi hale geldi ki, iş yapamıyor 2) iş yapamaz hale geldi | ame halo henên ke, nêşkino kar bıkero |
1) özgür 2) bir erkek ismi | Azad [e.] [Far./Kü.] |
1) ümit, teselli 2) bir kız ismi | Tesele [d.] |
1) ürün, hasat, mahsul 2) den başka, den gayri, dışında, dışarı 3) kapı 4) ırk, soy (hayvanlarda) 5) yaranın içindeki sıvı, iltihap, irin | ber [Far. bar → Orta Far. → Eski Ìr. dvara] |
1) üst, üzeri 2) en yüksek nokta, baş 3) ... üstünde | ser [Far.] |
1) üste doğru hareket eyliyor 2) üste doğru boşaltıyor, üzerine döküyor | keno pıro |
1) üste koyuyor, üzerine yerleştiriyor 2) üste ekliyor, üzerine ekliyor | keno ser |
1) üstünden/üzerinden götürmek 2) yanıltmak | ser de berdene |
1) üstüne koy, üzerine koy 2) üstüne indir, üzerine indir 3) üstüne bırak, üzerine bırak | sero rone |
1) üstüne koymak, üzerine koymak 2) ilave etmek | ser nayene |
1) üstüne koymak, üzerine koymak 2) üstüne indirmek, üzerine indirmek 3) üstüne bırakmak, üzerine bırakmak | sero ronayene |
1) üstüne sürmek, üstüne boyamak, geçirmek 2) ayran yaymak 3) germek | tıra kerdene (ken- tıra, kerd- tıra, tıra ker- ) [f.] |
1) üstüne vermek 2) üzerine vermek | sero dayene |
1) üstüne yapmak/etmek, üzerine yapmak/etmek 2) üstüne/üzerine koymak, üzerini örtmek 3) eklemek | ser kerdene (sero kerdene) |
1) üzerine düşürüyor 2) yüzeyine çıkarıyor 3) yeniyor, mağlup ediyor | fino ra ser |
1) üzerine düşüyor 2) yüzeyine çıkıyor 3) üzerine varıyor-yürüyor 4) başarıyor | kuno ra ser |
1) üzerine sürmek, üstüne sürmek 2) üzerine yürümek, saldırmak, hücum etmek | ser ramıtene (ramen- ser, ramıt- ser, ser ram- ) |
1) üzerine vuruyor 2) üzerine koyuyor 3) üzerine dayıyor | şaneno ser |
1) üçgen 2) üç çatallı dirgen | hirêçenge [mat.] |
1) üçü de birbirine benziyor olduğu için kardeş değiller ya 2) üçü de birbirine benziyor diye kardeş olacak değiller | serba ke hirêmêna ki şiye ro jûbini bıray niyê qa |