Türkce | ZonêMa/Kirmancki |
1) yasemin çiçeği 2) bir kız ismi | Semene [d.] [Far.] |
1) yatay 2) doğrudan 3) büklüm, yamaç yolu | vırade |
1) yavaş yavaş, ağır ağır 2) sokma, ısırma (arı ve böcek) 3) sokma, batırma 4) ekmek doğranmış ayran veya yoğurt | pede |
1) yayılmış olan, yaygın 2) dağınık, dağılmış | vılabiyaye |
1) yayılmış olanlar, yaygınlar 2) dağınıklar, dağılmışlar | vılabiyayey [ç.] |
1) yayılmak 2) dağılmak | vıla |
1) yay, kavis 2) dört teli olan, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz | keman [Far. → Orta Far.] |
1) yayan 2) dağıtan, dağıtıcı | vılaker/e [e./d.] |
1) yazlar 2) yazın | amnani (amnoni, omnoni) [ç.] |
1) yenilmek (yemek) 2) eskitmek, yıpratmak | weriyayene (werin-, weriya-, -weri- ) [f.] |
1) yer yer 2) yerden yere | ca be ca (ca ve ca, ca ca) |
1) yer, alan, mekan 2) yatak 3) ayrı, yalnız | ca [e.] [Far.] |
1) yere yatırmak 2) yere sermek | ramerednayene |
1) yeri bulunmak 2) ayrılmak, yalnız olmak | ca biyayene (ben- ca, biya- ca, ca b-) |
1) yerinde durmak 2) haddini bilmek | cayê xo de vındetene |
1) yerinde kalmak 2) ayrı kalmak, yalnız kalmak | ca de mendene |
1) yerine gelmek 2) ayrı gelmek, yalnız gelmek | ca amayene |
1) yerine getirmek, uygulamak 2) ayrı getirmek, yalnız getirmek | ca ardene |
1) yerleştiriyor 2) sığdırıyor | keno ca |
1) yiğit, kahraman, alp, cesur, yürekli 2) bir erkek ismi | Çhêr (sıf. → çhêr 1] [e.] |
1) yirmi sekiz, 28 2) inanışa göre insanın yüzünde yedi kara hat vardır: Dört kirpik, iki kaş ve bir saç. Her biri dört unsurdan meydana geldiğinden bu yedi hat, yirmi sekiz eder | vist u heşt, 28 |
1) yok olmak 2) bulunmamak 3) kalmamak 4) yokluk, yoksulluk, fakirlik, fukaralık, sefillik | çino biyayene |
1) yolcu 2) bir erkek ismi | Raywan [e.] |
1) yukarı 2) yukarı taraf 3) üst 4) üst taraf | cor |
1) yukarı atmak 2) zıplatmak | weeştene (erzen- we, eşt- we, weerz- ) [f.] |
1) yukarı gelmek 2) yukarı tarafa gelmek 3) üste gelmek 4) üst tarafa gelmek | cor amayene |
1) yukarı(ya) çekmek, dışarı çekmek, çekip çıkarmak 2) silkmek | weontene (oncen- we, ont- we, weonc- ), werontene [f.] |
1) yular 2) bir çeşit düğüm 3) keçi kılından yapılmış urgan | xape [e.] |
1) yurt, vatan, memleket, anayurt 2) bir erkek ismi | Welat [e.] |
1) yuvarla 2) yuvarlak yap | gılor ke (gıleri, gırr, gındır, gındolıke, gırıke, gırgır) |