1
 


Zonê Ma/Kırmancki Qesebend - Sözlük
Pela Seri/Home  |  Pêrine/Hepsi/Alles/All  | Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  | Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  | English-Zonê Ma/Kırmancki  |  Fêlê/Fiiller/Verben/Verbs  |  Qeydi veng/Ses kayıtlı/Audio  |  Gramer/Grammatik/Grammar  |   Forum  |  Ad-On's  |                 Bexş/Bağış/Spenden/Donate  




         




Pêrine/Hepsi/Alles  | Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki


 ç   ğ   ı   ş   â   ê   î   û   İ   Ç   Ğ   Ş 




 A  B  C  D  E  F  G  H  I  J  K  L  M  N  O  P  Q  R  S  T  U  V  W  X  Y  Z 

 |<  <  >  >| 

23957 Kayıtlar bütün:  <<  901  931  961  991  1021  1051  1081  1111  1141  1171  >> 

TürkceZonêMa/Kirmancki
1) tam, eksizsiz, kesintisiz, bütün, tüm, en elverişli, en uygun 2) tıpkıtam [sıf. → 1] [zf. → 2] [Ar.]
1) tambur, yay veya mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgı 2) dua sırasında thembur çalınır, kutsal sayılır

Sılo Qız (Keman ustası, halk ozanı ve şair): "tamburun yeri çok ağır ve kutsaldır".

thembur (thombır, tembur) [e.] [din. → 2, themburê cemê heqiqeti] [Far./Ar.]
1) tane, adet. sayı 2) tahıl, hububat tene [e.] [Far.→ Orta Far. → Avesta (Zend))
1) taneler 2) insanlar, kişilerteni [ç.]
1) tanrı'yı işiten 2) İbrani peygamberi 3) İsmail, bir erkek ismiİso [e.] [İbr.]
1) tartışmak 2) münazara etmek (bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma)nahure
1) tay 2) bir kız ismiCane [e.] [zool.] [d. → 2]
1) tazeliyor 2) yeniliyor, yeni ediyorkeno teze
1) tedirginlik 2) bir yıldızın hareketlerinde bozulmavızonti [e.] [astron. → 2]
1) tel 2) iptel [e.] [Far.]
1) tembel, çalışmak istemeyen 2) sahtekâr, dolandırıcı, güven vermeyen 3) geçersiz (para için)qelp [sıf.]
1) temiz, lekesiz 2) halis, saf 3) Pakize, bir kız ismiPakiza [d.] [Far.]
1) ten, cilt 2) kiş ten [e.] [Far. → Orta Far. → Avesta]
1) ticaret 2) ticarethane, firma bazargani [e.] [Far.]
1) toka (1) kadınların saçlarını bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç 2) kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık) 2) el sıkışma 3) içki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma toqa (toqe) [d.] [Tr. → 1] [İt. → 2, 3]
1) tokat atmak, dayak atmak, köteklemek 2) taş vurmak, taşla vurmak hime puro dayene
1) tokat, dayak, kötek 2) taş him(e) [d.]
1) top 2) toputope [d.]
1) topal, aksak, yürüme özürlü 2) ayaklarından biri kısa olan nesneleng [sıf.]
1) toparlamak, derlemek 2) (hayvanları) sürmekarêdayene (dan- arê, da- arê, arêd- ) [f.]
1) toplam, hepsi 2) bunun aynısı, ta kendisi hemine [Far.]
1) topluluk, küme, grup
2) Bağımsız (özerk) bir idare döneminde yargı görevinin yerine getirilmesi için toplanarak bir araya gelme, yargı için toplantı, mahkeme için toplantı (eskimiş)

Nuri Dersimi, Kürdistan tarihinde Dersim, 1952, S. 33:
“Tarafsız bir mıntıkada bir toplantı yeri tâyin edilir. Tarafsız aşiretlerden hakemler seçilir. Duruşma için gün belli edilir ve belli günde tarafların yetki sahibi şahsiyetleri, mütareke üyeleri ve hakemler toplanarak muhakeme yapılır. Bu toplantıya kom derler.
Komlarda heyecanlı görüşmeler başlar, tarafların iddiaları, müdafaaları, delil ve şahitleri tamamıyla dinlenir, neticede hakem heyeti gizli müzakerelere çekilir. İcabına göre kararlar bir kaç gün sonraya da talik edilir. Kararlarda tarafların hak ve borçları tafsilatıyla izah edilmiş olur. Verilen kararlar taraflarca kayıtsız şartsız kabul olunur.
Kom kararlarına toplantı yapılan yerin adı verilir ve kararı tezkâr için, bu yere bir de taş rekzedilir. Kom toplantıları ekseriyetle büyük su başlarında, aile ocaklarında yüksek yaylalarda yapılır. Kardeşliğin tekrar tesisine sahne olmuş olan bu gibi yerler adeta bir ziyaretgâh sayılır“.
qom (kom) [e.] [tar. → 2] [İt. Comunità, Fr. Communauté, Lat. Communitas]
1) tutuşmak, yanmak 2) ateş basmak, ateş girmekadır cı kotene
1) tutuşsun, yansın 2) ateş bassın, ateş girsin adır cı kuyo
1) tuzsuz 2) tatsız kimse, yaramaz kimsebêsol/e [sıf.]
1) tükürük 2) pöf! yuh!tü (1)
1) tünek (kuş, tavuk, horoz vb.nin üzerinde tünedikleri dal veya sırık) 2) ıspanak tar [bot. → 2]
1) tüy (kanatlı hayvan tüyü) 2) yünpurt [e.] [zool. → 1]
1) tüylerini yolmak 2) havada yiyip bitirmek 3) çalmak, tarumar etmekpurt kerdene (purt ken-)
1) uğur getirdiğine inanılan yeşilimsi çubuksu bir böcek 2) Hz. Ali’nin dişi yağız atı 3) peygamber devesidundule xızıri (dundıla xızıri, dundıle xızıri) [din. → 2] [zool. → 1]
 |<  <  >  >| 

23957 Kayıtlar bütün:  <<  901  931  961  991  1021  1051  1081  1111  1141  1171  >> 





Pêrine/Hepsi/Alles  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki






Copyright © D.E.Z.D.











powered in 0.01s by baseportal.de
Erstellen Sie Ihre eigene Web-Datenbank - kostenlos!