1
 


Zonê Ma/Kırmancki Qesebend - Sözlük
Pela Seri/Home  |  Pêrine/Hepsi/Alles/All  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki  |  Fêlê/Fiiller/Verben/Verbs  |  Qeydi veng/Ses kayıtlı/Audio  |  Gramer/Grammatik/Grammar  |   Forum  |  Ad-On's  |                 Bexş/Bağış/Spenden/Donate  




         




Pêrine/Hepsi/Alles  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki


 ç   ğ   ı   ş   â   ê   î   û   İ   Ç   Ğ   Ş 




 A  B  C  D  E  F  G  H  I  J  K  L  M  N  O  P  Q  R  S  T  U  V  W  X  Y  Z 

 |<  <  >  >| 

23957 Kayıtlar bütün:  <<  19201  19231  19261  19291  19321  19351  19381  19411  19441  19471  >> 

ZonêMa/KirmanckiTürkceDeutschEnglish
tebere welat (tevere welat) yurtdışı Auslandforeign countries
teberik (teverik) [e.] [din.] [Ar.]Teberrük. Bir inanç ritüeli. Tapınak, kutsal olan yerlerden alınan herhangi bir cisime, örneğin bir küçük taş, bir küçük ağaç parçası, kutsanmış yiyecek gibi şeylere denir. Bunun yanında ermiş olarak bilinen kişilerin verdiği veya bunların mezarlarından da (ziyaretlerinden) alınır. Aldıktan sonra kendisinden ayırmaz, bedeninde taşır, veya teberik eve getirilince bir lokma pişirilir ve dağıtılır, o teberik bir bezden dikilmiş torbaya konur, evde yüksek bir yere asılır. Her perşembe bunun önünde mum yakılır, dua edilir. Sorunları çözmek için teberik üzerine yemin etme, iki insanın karşılıklı teberik yiyip aşklarına bağlı kalacaklarına yemin edip sözleşme veya kavgalı olanlar büyükleri tarafından kutsal ziyaretlerin içine getirilip teberik yedirilip bunları barıştırma rituelleride var. Uğur getireceğine inanılır.

Mecaz olarak: Başkasına çok az verilen şey.

Tarihsel: 1938 Dersim Hareketinden sonra sağ kalanlar Orta Anadolu’ya sürgün edilirken, bir daha geri gelmeme, birbirini görmeme korkusuyla yanlarına teberik (bir avuç toprak) almışlardır.
  
tecelalınyazısı, kader  
tecrûbe [Ar.]tecrübeErfahrungexperience
tedbir [e.] [Ar.]önlemMaßnahmeprevention
tedeiçinde, dahil  
tede kenokále alıyor, sayıyor  
tede kerdene (ken- tede, kerd- tede, tede ker-) [f.] (tede nêkena - saymıyorsun, değer vermiyorsun)1) içine koymak 2) saygı göstermek, saymak1) reintun, reinlegen, reinsetzen, reinstellen 2) respektieren, ehren, verehren, achten, daraufhören1) to put it in, to stick into 2) respect
tedebiyayene (ben- tede, bi- tede, tedeb- ) [f.]içinde olmakdarin seinbo be in it
tedecerrebnayene (cerrebnen- tede, cerrebna- tede, tedecerebn- ), tedecerrevnayene (Desim mameki) [f.]içinde deneme (test) koymak/yerleştirmek darin proben einsetzentest put (set) in, insert test
tedeestene (esten- tede, est- tede, tedeest-) [f.]içinde bulunmak, içinde mevcut olmak, içinde var olmakdarin existieren, vorhanden seinexistence in it
tedeestey (teyestey) [ç.]içindekiler, içerikInhaltecontents
tedemendene (manen- tede, mend- tede, tedeman-) [f.]içinde kalmakdarin bleibenstay in it
tedevınetene (vınden- tede, vındet- tede, tedevınder- ) [f.]içinde kalmak, içinde bulunmaksich darin aufhaltento stay in it
tedeverdayene (verdan- tede, verda- tede, tedeverd- ) [f.]içinde bırakmakdarin lassento leave it in, to keep it in
tedqiq kenoaraştırıyor  
tefiye!birbirine geçir! birbirine kat!  
tefo duman göz gözü görmeyen fırtına   
tegeleğreti dikiş   
tek be (ve) tektane tane Stück für Stückbit by bit
tek be tektek tek, parça parçaeinzeln, Stück für Stück individually, piece by piece
tek [sıf.] [Tr.]biricikeinzig, alleinig, unverwechselbaronly, single
tekıt şi (terkıt) [e.]terk edip gitti, bırakıp gitti, vazgeçip gitti, ayrılıp gitti, çekip gitti  
Tekman [e.] [coğ.] [tar.]Tekman (Erzurum iline bağlı bir ilçe. Zonê Ma/Kırmancki konuşan ve Elewi tanımı olan alevilerin yerleşim yeri. 1946 yılına kadar Hınıs ilçesine bağlı bir köy iken aynı yıl ilçe statüsüne kavuşdu)TekmanTekman
teknik [Eski Yun.]teknikTechniktechnology, technique
teknoloci [Yun.]teknolojiTechnologietechnology
teknolociyê melumati (TM)bilişim teknolojisi (BT)Informationstechnologie (IT)information technology (IT)
tel [e.] [Far.]1) tel 2) ip1) Draht 2) Garn1) wire 2) yarn
telebe [e.] [Ar.]talebe, öğrenciSchüler, Studentstudent
telebey [ç.] (telebey ki biamêne - öğrenciler de gelseydi) talebeler, öğrenciler Schülerstudents
 |<  <  >  >| 

23957 Kayıtlar bütün:  <<  19201  19231  19261  19291  19321  19351  19381  19411  19441  19471  >> 





Pêrine/Hepsi/Alles  |  Türkçe-Zonê Ma/Kırmancki  |  Deutsch-Zonê Ma/Kırmancki  |  English-Zonê Ma/Kırmancki










Copyright © D.E.Z.D.











powered in 0.01s by baseportal.de
Erstellen Sie Ihre eigene Web-Datenbank - kostenlos!