| ZonêMa/Kirmancki | Türkce | Deutsch | English | sewle dayene | ışıldatmak | blank machen, polieren | to polish (or shine) (up) |
sewq | şavk, ışık | | |
Sewqi (Şewqi) [e.] | bir erkek ismi | Jungenname | boy name |
sewê [sıf.] (1) | yetim, öksüz, kimsesiz çocuk | Waise, Waisenkind | orphan |
sexıl (selx) [e.] | küçük oğlak ve kuzu sürüsü | | |
sexte (saxte) (sıf.] [Far.] (1) | sahte | gefälscht | fake, forgery |
sextekar/e [e./d.] | sahtekâr, sahteci, dolandırıcı | Gauner/in, Ganove, Schwindler/in, Fälscher/in | swindler, cheat, crook, forger, faker, counterfeiter |
sextekariye | sahtekârlık | Betrug, Schwindel, Fälschung | fraud, swindle, con, falsification, fake, forgery |
sey mendene | öksüz kalmak | | |
Sey Qaji (1860-1936) [e.] [tar.] | Sey Qaji (Seyit Gazi), 1860-1936 yılları arasında yaşamış olan bir halk şairi, halk ozanı. Dersim inancının, dilinin, kültürünün, siyasi kültürünün büyük bir temsilcisi, önemli bir sözlü kültür aktarıcısı. Gözlerinden kör idi. Kılamlarını, beyitlerini ve manilerini Zonê Ma/Kırmancki dilinde icra etmiştir. Sey Qaji’nin doğduğu yer olan Civrak Köyü’ne bağlı Gemikê mezrasında kendisi için bir anıt mezarı (türbe) yapıldı.
Sait Bakşi, Civraklı halk ozanı: "Sey Qaji, Saheyder ve Weliye İmame Uşeni Dersimin en önemli üç ozanı. Sey Qaji aynı zamanda bir yol önderi ve piridir." | Sey Qaji, ein Volksdichter | Sey Qaji, a folk poet |
Sey Uşê [e.] | eskiden bir erkeğe verilen isim | | |
Sey Xıdo [e.] | eskiden bir erkeğe verilen isim | | |
sey [sıf.] (2) | yetim, öksüz, kimsesiz çocuk | Waise, Waisenkind | orphan |
Seyşeli [coğ.] | Seyşeller | Seychellen | Seychelles |
seyahat [Ar.] | seyahat | Reise | travel |
seyare [e.] | gezegen | Planet | planet, globe |
Seyid İbrahim Ağa (Sey İbrahim) [tar.]
| Seyit Rıza'nın babası. "Bavo" adıyla da hitap edilirdi. Şeyh Hesenan (Şixhesenu) aşiretinden. | | |
Seyid (Sey) (khan) [e.] [Ar.] | 1) Seyit, eskimiş: bir topluluğun ileri gelen kişisi, bey, efendi 2) eskimiş: Hz. Muhammed'in soyundan olan kimse | | |
Seyid Rıza (Sey Rıza, Pir Sey Rıza) [tar.]
| Seyit Rıza 1863 senesinde (kesin doğum tarihi bilinmiyor) Dersim'in Pulur Lirtik köyünde dünyaya geldi. Şeyh Hesenan (Şixhesenu) aşiretinin Yukarı Abbasan kolundan Seyit İbrahim'in dördüncü ve en küçük oğlu olarak doğdu. Babasının ölümünden sonra Seyit Rıza, Lirtik'ten ayrılarak Tujik Dağı eteğindeki Ağdat köyüne yerleşir. Batı Dersim aşiretleri içerisinde sözü geçen bir aşiret önderiydi. 1937'de barış görüşmeleri yapmak üzere Erzincan'a çağrılır, bu görüşmeye giderken aldatılır, yolda 5-13 Eylül 1937 tarihinde askeri mahkeme sırasında yaşı küçültülerek yargılanıp ölüm cezasına çarptırılır. Seyit Rıza'yla beraber 58 kişi yargılanır. 15 Kasım 1937'de Elazığ Buğday Meydanı'nda Wusênê Seydi, Aliye Mirzê Sili, Hesen Ağa, Findik Ağa, Resik Uşen ve Hesenê Ivraimê ile idam edilirler. Diğer sanıklarsa ömür boyu hapis cezalarına çarptırılırlar. (Osmanlı Devleti 1876 yılına kadar mutlak monarşi, 1876-1878 ve 1908-1918 arasında meşruti monarşi ile yönetildikten sonra, Osmanlı Devleti'nin yıkılması ile sonuçlanan I. Dünya Savaşı'nın ardından Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan Nation Building (türk ulus devlet inşası) esnasında, azınlık olan bir topluma hem dinsel hemde etnik temizlik girişimiyle genosid (soykırım) yöntemi uygulanarak).
Katliamın yıl dönümü 4 Mayıs (4 Mayıs 1937 yılında Dersim’e ilişkin Tunceli Tenkil Harekâtı, Bakanlar Kurulunda alınan karara dayanarak) “roca şia”, yani “kara gün” olarak anılıyor.
| | |
seyine [sıf.] | yüzüncü | hundertste(r, s) | hundredth |
seyitkar [zool.] | kedinin avcılığı | | |
seyr keno (1) | 1) bakıyor 2) seyrediyor, izliyor | | |
seyr kerdış | seyretme, izleme, bakma | anschauen | watching |
seyr kerdene | seyretmek, izlemek | ansehen, sehen, beobachten | watch |
seyran | genel bakış | Überblick, Überschau | overview |
seyrbiyaye [ç.] | seyrettikleri, izledikleri | angeschaute(n) | watched |
seyreg | ara sıra | | |
seyyar | gezici | | |
sibıg | çatı veya tabanın dışarıya doğru bitiş noktası | | |
Sierra Leone [coğ.] | Sierra Leone | Sierra Leone | Sierra Leone |
|
|